25 Ocak 2011 Salı

Alacakaranlık

Ne gecedir ne gündüz günün en güzel zamanı. Tam güneş doğarken ve tam güneş batarken, gün geceye, gece güne karışırken, tam alacakaranlıktır en güzel zaman. Biraz gecedir biraz gündüz. Hiç yalnızlık olmadan, tek vücut, tek yürek ve tek ruh.
O yüzden sen beni günde iki kere sev sevdiğim: bir kere güneş doğarken bir kere de güneş batarken.

21 Ocak 2011 Cuma

"Kaç Şeker?"


Zamansız ve davetsiz gelen misafir gibidir aşk.. Eviniz en dağınık, insan içine en çıkılmayacak haldeyken geliverir. Ama merak etmeyin yadırgamaz ya da yargılamaz sizin dağınıklığınızı. Bütün arsızlığıyla gelip oturuverir salonunuzun ortasına belki yatak odanıza. Kıyafetlerinizi üstüste attığınız kanepenizde ittire kaktıra zorla yer açar kendine. Sonra gidip mutfağa,  bir çay demleyiverir kendine. Kendi eviymiş gibi size de sorar “Kaç şeker?” diye.
Roller değişir, ilelebet sen misafir kalırsın, O ev sahibi. Arsızlığının derecesine bağlı olarak kendi evinize kira bile ödettirebilir size. Ama öyle bi büyüler ki sizi, umrunuzda olmaz artık ne ev ne mal ne de mülk. Canınızı kastetse de, kaçıp kurtarmak aklınıza bile gelmez. 
Aşk böyledir, habersiz çıkagelir. Seversen, paylaşırsın koskoca bir ömrü, direnirsen kendi kalbin bile yabancı gelir.