9 Şubat 2012 Perşembe

gitmelere ve kalmalara taktım ben yine

bazen gitmek istiyorum, bazen de kalmak. o yüzden ne gitmek fiili her zaman olumsuz anlam taşıyor ne de kalmak fiili.
uzun zamandır bu kadar boş vaktim olmamıştı. (tabi konsolosluk ve okuldaki kağıt işlerinin koşturmacasını saymazsam.) biraz canım sıkılıyor gibi oluyor bazen. upuzun bir hafta sonu tatilinde gibiyim. tam 20 günüm kaldı bu yerlerden gitmeye. işte tam da bu yüzden bi sıkıntı alıyor ara sıra. 20 kilo valiz hakkım için kıyafet kısıtlamasını gectim, oralarda ne yiyip ne içeceğimin derdine düştüm mesela bugün. hamsi kızartırken bile "ulen hamsi de yoktur şimdi venedik'te" derken buldum kendimi. eksik olacağı muhtemel her şey ara ara bir baskı uyguluyor kalbime ama sonra sakinleştiriyorum kendimi.
son bi kaç ayını saymazsam boktan bi yıl geçirdim. sümüğüme bile değmeyecek insanlara değer vererek, eşek gibi çalışarak, istanbul'da biraz daha egzoz ve nikotinle doldurarak ciğerlerimi... o zamanlar çok fena gidesim vardı. hatta gün sayıyordum ha bire uçak kalkış saatimden geriye.
halen gidesim var, ama aynı zamanda kalmak için bi dünya güzel nedenim de var.
yine de benim gitmem lazım, öyle boktan bir 2011 geçirdim ki, anca venedik paklar beni.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder