28 Haziran 2010 Pazartesi

Ah İBB Ah

İki senedir "Metrobüs" var hayatımızda, oh çok şükür. Mecidiyeköy'e gitmek bir maraton değil artık. Gerçi aktarmalar kalktı, zamlar oldu geri adım atıldı, ama yine de eskisinden daha iyi denebilir halimize.
Bu metrobüs bağımlı yaptı bizi kendine, çünkü hiçbir alternatif ulaşım kalmadı. Fakat gözlemlediğim şu ki, bu metrobüsler devreye sokulduğundan beri herhangi bir yol katedilmedi. Mecidiyeköy istasyonunun hali içler acısı, fare deliğine girip sonra ana rahmi çıkışlı bir yerden geçerek, ezilmeden durağın taaa en başına yürümeyi becerseniz bile, binip binemeyeceğiniz meçhul, hele de benim gibi ara ara kayışı koparsa da, nezaketten ödün vermeyen bir kibarcıksanız gelen araca binebilmeniz yaklaşık 30 dk. Hadi diyelim bindiniz, bu Haziran ayında boyu kısa, ensesi de tam sizin burun hizanızda kıllı bir enseyi koluyor olarak bulabilirsiniz kendinizi. He, kimse de isyan çıkarmaz "Kliması, havalandırması yok mu bu meretin?!" diye. "Yazık işte, araç o kadar kalabalık ki, klima yetişemiyor" bile diyen anaç amcalar, teyzeler her daim bulunabilir.
Belki bu yukarıdakiler kadar içler acısı bir hal olmasa da, yeni bir tespitim mevcut: Aracın içinde, metrobüs duraklarını gösteren "yeni durak haritamız". Koyu renk zemin üstüne beyaz harflerle yazılan durak isimlerini geçtim, alakasız bir şekilde arka fonda zannımca İstanbul'u anlattığına inanılan figürler veya silüetlere diyecek şey bulamıyorum. İlk bakışta insan tablonun en solunda yer alan Yenibosna ve Avcılar durakları arasındaki devasa camiye bakarak, "Ulan acaba burda böyle önemli bir cami var da ben 30 yıldır keşfedemedim mi?" diye düşünmeden edemiyor. Sonra bir bakıyorsunuz ki Okmeydanı'nda kız kulesi var. Köprü figürü deseniz Zincirlikuyu Söğütlüçeşme arası alabildiğine uzanıyor.
Anlamadığım şu: "Amaç nedir?" Neden kendimizi ifade etmek için bu kadar çok görüntü veya girdi kullanır olduk. Yerlere göklere sığdıramadığımız Mimar Sinan'ın Süleymaniye'si, 2010 Kültür (!) Başkenti ilan edilen İstanbul'da hala restorasyondayken, bulduğumuz her boşluğa cami, kule, köprü silüeti koymanın neresi sanat-kültür-tasarım??
Nereye gidiyorsun ey Halkım?? Kimlerle yönetiliyorsun?

2 yorum:

  1. Eğleme gönlümü fertap söyleme kimseye yetap. Al vur kalbini duvara, sonra dua et ki seni birileri oradan kurtara.

    Didicim:)

    YanıtlaSil