20 Ekim 2011 Perşembe

şehrime sirk gelmiş lan

iki gündür görüyorum. her sabah yürüdüğüm güzergah üstünde, park olacağını duyunca sevindiğim ama aylar geçmesine rağmen kamyon parkı ya da başbakanlık logolu kömürlerin yığıldığı bir yer olmaktan öteye geçemeyen eski magirus fabrikasının arazisinde sirk kurulmuş efendim. meşhuuurr paris sirkiymiş. güngörenle dalga geçenlere selam olsun, biz de kültürel aktivite yapıyoruz yani, para verseler girmem o çadıra lakin güzel bir şey, ışıklı felan.
200 yıllık bir sirkmiş, dünyaca da ünlüymüş, ofise gelince şöyle bi araştırma yapıverdim. asıl adı "circus balkanski"ymiş ve akrobasisiyle ünlüymüş.
beni bu sirk olaylarına en fazla çeken şey, yaşadıkları göçebe hayat. günümüzde hala göçebe sirk yaşamları devam ediyor mu kesinkez bilemiyorum ama seyrettiğim bütün filmlerdeki sirk ahalisine özenmişimdir. binlerce kez sirkte yaşama hayali kurmuşumdur. hatta çocukken baktığım pek çok hayvanı "eğitmeye" çalışırken sakatlamanın kıyısından dönmüşümdür.dolayısıyla benim sirkte yaşama hayallerim beceriksiz kedilerim, köpeklerim, kuşlarım yüzünden daha başlamadan bitmiştir.

geçen kış bi sirke gitmiştim, ya sirk çok küçüktü ya da ben fazla büyüktüm, hiç beğenmedim. görselliğin dibine vurmuş bir dünya da, kılıç üstünde dengede durmaya çalışan insanlar pek bi komik gelmişti bana. ama ben sirkte çalışan biri olsam kesin çok alkış alırdım.

bu akşam da ordan geçicem, daha gösterilere başlamadan bir gidip baksam mı acaba. çok fena gidip onlarla konuşasım var, hatta gösteri bittikten sonra ne yapıyorlarsa onlara katılasım var, ama onlar benim kadar esnek olmayabilirler, yabancıları sevmez insanlar.

Siz yine de bilet almak isterseniz fotoğrafa tıklayabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder