21 Ekim 2010 Perşembe

Belki sonra...

Akşam eve dönerken bin tane fikir oluyor aklımda. Bir sürü hikaye yazasım geliyor. Bütün gördüklerimi anlatasım geliyor ama neden gerçekleşmiyor bir türlü, anlayabilmiş değilim.
Örneğin koltuk değnekleriyle otobüste ayakta durmaya çalışan genç bir çocuk gördüm. İstanbul’da yaşamak zaten zorken, O neler yaşıyor kimbilir diye geçti aklımdan, sorasım geldi, O’nunla beraber yürüyesim geldi hatta belki efkarlanıp içesim geldi. “Sonra yaparım” dedim.
Çok ciddi bir takım elbisenin altına, rengarenk çorap giymiş bir adam gördüm metroda. Tebrik edesim, “Büyük ödülü siz kazandınız” diyesim geldi. “Sonra yaparım” dedim.
Sevgilisinin omzuna yaslanmış uyuyan bir kız gördüm, içim ısındı. “Ne kadar güzelsiniz” diyesim geldi. “Sonra yaparım” dedim.
Bu aralar erteleme dönemimdeyim sanırım, hayata karşı doğum kontrol hapı kullanır gibiyim. Bu kadar kontrol, bu kadar düzen benim doğamda yok sanırım, çok sıkılıyorum.
“Biraz uyusam geçer belki, bir kalp atışı uzağında” Gidip beraber renkli çoraplı amcaya plaketini verip, sonra da o koltuk değnekli çocukla içeriz. Belki de sonra ben de senin omzunda uykuya dalarım, içim ısınır. Evet.. Belki sonra…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder